YENİDEN KURULAN YAŞAMLAR- 80. Yılında Türk-Yunan Zorunlu Nüfus Mübadelesi
Derleyen : Müfide Pekin
Yayıncı : İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları & Lozan Mübadilleri Vakfı
Yayına Hazırlayan : Can Cemgil
Tasarım : Mehmet Uysal
Dizgi ve Uygulama : Maraton Dizgievi
Düzelti : Sait Kızılırmak
Baskı ve Cilt : Şefik Matbaası
Kapak Fotoğrafı : Türkiye’ye gelen mübadiller Gülnihal vapuruna binerken
Ebat : 16 x 23 cm
Sayfa sayısı : 480 sayfa
İç kağıt : 90 gr. 2.Hamur
Dil : Türkçe
Baskı tarihi : Ekim 2005, İstanbul
ISBN : 975-6176-28-8
Lozan Mübadilleri Vakfı tarafından 7-8 Kasım 2003 tarihleri arasında düzenlenen ” Yeniden Kurulan Yaşamlar” 80. Yılında Türk-Yunan Zorunlu Nüfus Mübadelesi Sempozyumu’nun bildirilerini içeren bu kitap, yaklaşık iki milyon insanın değişen ve “yeniden kurulan yaşamlar”ına ilişkin toplumsal, ekonomik ve kültürel süreçleri ve bunun sonuçlarını inceliyor.
Türkiye ve Yunanistan’dan yaklaşık 26 katılımcının katılarak, bildiri sunduğu bu sempozyum bu yanıyla ülkemizde “mübadele” üzerine yapılan ilk uluslararası toplantı olma özelliğini taşıyor. Yeniden Kurulan Yaşamlar’da bir araya gelen Türk ve Yunan akademisyenlerin yanı sıra toplantıya katılan herkes “öeki”ne olduğu kadar “kendi”ne de bakarak, çok farklı ve alışılmışın ötesinde, düzeyi yüksek bir buluşma gerçekleştirildi. Bu anlamda herkes karşısındakinin ne demek istediğini anlamaya çalışırken, bilimsel ölçütleri koruyarak kendisini de ifade etti… (Arka kapak yazısından)
YAZARLAR ve SUNUMLARI
– Neler Yitirdik, Neler Öğrenebiliriz? Lozan Antlaşması’nın Geriye Doğru İncelenmesi. Renee Hirschon
– “Kabahatin Çoğu Senin, Canım Kardeşim…” Halil Berktay
– Küçük Asya Araştırmaları Merkezi ve Küçük Asya’da Yunan Kültürel Geleneği. Paschalidis M. Kitromilides
– BİRİNCİ KISIM Mübadelenin Siyasi ve Sosyo-Ekonomik Boyutları
– Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi’nin İlk Yılı: Eylül 1922-Eylül 1923. Ayhan Aktar
– Göçmen Yerleşiminin Toplumsal ve Kültürel Etkileri. Athanasia Anagnostopulu
– Mübadele Araştırmalarında Yeni Bir Kaynak: Dorothy Harrox Sutton Arşivi. Elçin Macar
– Yunanistan’da Türkçe Konuşan Pontuslular ve Uyum Sorunları. Nikos Marantzidis
– Mübadillerin Tarihi ve Yunan Tarihyazımındaki Yeri. Evangelia Balta
iKİNCİ KISIM Edebiyatta Mübadele
– Türk ve Yunan Edebiyatında Mübadele: Benzerlikler ve Farklar. Herkül Millas
– Yunan Düzyazınında 1922 ve Zorunlu Göç. Damla Demirözü
– Mübadele ile İlgili Metinler: İkisi de İki Kere Yabancı. Ayşe Lahur Kırtunç
– Anadolu’nun Sonelere İlham Kaynağı Olmaktan Çıktığı Zamanlar: Küçük Asya Felaketinin Yunan Edebiyatındaki Yankıları. Domesthenes Kourtovik
– İzmir ve Çevresi Rum Halk Müziğine Genel Bir Bakış. Muammer Ketencoğlu
ÜÇÜNCÜ KISIM Mübadele’den Sonra Yunanistan ve Türkiye’de Kültürel Mirasın Korunması
– Yunanistan’da Osmanlı Yapıları: Yeniden Kullanım Olanakları ve Sorunlar. Eleni Kanetaki
– Kapadokya’da Osmanlı Dönemi Kiliseleri. Sacit Pekak
– ” İyi” ve “Kötü” Tarihi Eserler. Nikos Agriantonis
– Türkiye ve Yunanistan’da Mübadele Sonrası Kültürel Mirasın Korunması: Kültürel Mirasın Yeniden Kullanımı. Zeynep Ahunbay
– Türkiye’de Mübadele: Konut ve Yerleşim Politikası. Ali Cengizkan
DÖRDÜNCÜ KISIM “Lozan”dan Önce ve Sonra Azınlık-Millet Kültürü
– 1923’ten Önce Yunanistan’da Müslüman Cemaatler Yasal Süreklilikler ve İdeolojik Tutarsızlıklar. Konstantinos Tsitselikis
– Yunanistan’da Hıristiyan Göçmenler ve Müslüman Azınlıklar: Eğitimin Milli Homojenleşmedeki Rolü. Yorgos Mavrommatis
– Osmanlı Egemenliği Altında Girit’te Müslüman Kimliğinin Oluşumu ve Müslüman Cemaati ile Ortodoks Cemaati Arasındaki İlişkiler. A. Nükhet Adıyeke
– İmroz’dan Gökçeada’ya: Bir Ada Hikayesinin Peşinden. Elif Babül
Genel Bir Değerlendirme
– Bir Tarih Araştırma Konusu Olarak Mübadele. Kemal Arı
– Yunanistan ve Türkiye’de Muhacirlik ve Nüfus Mübadeleleri: İki Farklı Anlatım ve Yorumun Oluşma Şartları ve Sonuçları. Lambros Baltsiotis
– Mübadele ve Kültürel Miras. Filiz Çalışlar Yenişehirlioğlu
– 80. Yılında Mübadele ve Genel Sorunlar. Sefer Güvenç
M.Ali Gökaçtı’nın Radikal Gazetesi Kitap Ekinde yer alan değerlendirmesi aşağıdadır.
NELER YİTİRDİK, NELER ÖĞRENEBİLİRİZ ?
Osmanlıca sözlüklere baktığımızda mübadele kelimesinin karşılığı olarak bir şeyin başka bir şey ile değiştirilmesinin yer aldığını görürüz. Karşılıklı bir etkileşim halini ifade eden mübadele kelimesi, hepimizin bildiği üzere 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan “ Yunan ve Türk halklarının mübadelesine dair sözleşme” ile siyasal literatürümüze de girmiş bulunuyor.
Anlaşma başlığından da çok net bir şekilde anlaşılacağı üzere bedel kökünden türetilmiş olan mübadele kelimesi, birbirleri ile değiş tokuş edilen Türk ve Yunan halklarının durumlarını tanınlamak amacıyla kullanılmıştı. Hiç şüphesiz ki, mübadele kelimesi bu noktada rastgele seçilmemişti. Herhangi bir nedene bağlı olarak bulunduğu yerden göç etmek zorunda kalan insanlar için kullanılmakta olan muhacir ya da mülteci kelimelerinin yerine burada mübadele kelimesi özellikle tercih edilmişti.
Çünkü Anadolu topraklarındaki 1,5 milyona yakın Rum Yunanistan’a giderken, Yunan topraklarındaki yaklaşık 500 bin Müslüman Türk de, Türkiye’ye gelmekteydi. Kısacası büyük insan kitleleri bir anlamda o güne değin pek örneğine rastlanmamış bir uygulama eşliğinde yurtlarından kaldırılılıp, tamamen siyasal gerekçeler ile trampa edilmekteydiler.
Ne için mi ? Elbette öncelikle her iki ülkede de homojenleşmiş bir ulusal yapının oluşturulabilmesi adına. Ortaçağların dinamiklerine göre yapılanmış çok dinli ve çok uluslu imparatorlukların parçalanmaya yüz tuttuğu 19. ve 20. yüzyıl, aynı zamanda yaşamın tüm süreçleri itibarıyla homojenleşmeye başladığı bir döneme de denk gelmekteydi. Elbette bu sürecin en başında da, ulusal yapıların homojenleştirilmesi ya da başka bir deyişle sil baştan inşa edilmekte olan ulusal yapıların azınlık konumuna düşmüş imparatorluk bakiyelerinden arındırılması gelmekteydi.
Genellikle savaşların akışı içerisinde ve kimi zaman trajediye dönüşen boyutlardaki gelişmeler eşliğinde yaşanan etnik arındırma süreci 1923 yılındaki anlaşma ile bambaşka bir aşamaya ve uygulama biçimine taşınmış bulunmaktaydı. Zorunlu nüfüs mübadelesi, 1923 yılında uluslararası bir anlaşmanın kapsamında bulundukları yerlerden başka bir ülkeye göç ettirilen büyük insan kitleleriyle daha öncekilerden farklı bir şekilde hayata geçirilmişti.
Elbette bu süreç harekete geçirilirken, bu işin öznesi konumundaki insanların yani mübadeleye tabi olan Türklerin ve Rumların fikrini kimseler sormamıştı. Onların payına düşen homojenitesine halel getirdikleri toplumsal ortamdan bir an önce soyutlanmak ve sonrasında da ait oldukları topluma gönderilmekti. Kısaca ifade etmek gerekirse, iki milyonu aşkın insan bu süreçte sıradan birer nesne misali, siyasetçilerin ve dışişleri bürokratlarının uzak diyarlarda aldıkları kararların küçük bir unsuru olmaktan öteye bir şey ifade edemediler. Ne düşündüklerinin sorulması ve kaale alınması ise söz konusu bile olmadı.
Mübadele Araştırmaları
Mübadele üzerine Yunanistan’da bir grup akademisyenin öncülüğünde yürütülen çalışmalarla, Anadolu’dan Yunanistan’a giden kitlelerin tarihleri bir şekilde kayıt altına alındı. Yaşadıkları acılar, sıkıntılar, hayal kırıklıkları, sevinçler ve heyecanlar; kısacası hayata dair her ne varsa, kayıt altına alınarak Küçük Asya Araştırmaları Merkezinin ( KAAM ) çatısı altında toplandı. Türkiye’de ise bunun tam aksine bir iki istisna dışında mübadele süreci üzerine herhangi bir şey söylenmedi, yazılmadı. Dolayısıyla da, zaman içerisinde bu süreci yaşayan birinci kuşakların hayata veda etmeleriyle bu süreçte yaşananlarda tarihin karanlık labirentlerinde kaybolmaya yüz tuttu.
Çok uzun yıllar sonra elde her ne kaldı ise bunların toparlanıp, kayıt altına alınması ve dolayısıyla da geleceğe aktarılması adına kollektif hafızamızdaki önemli bir boşluğu gidermek için Lozan Mübadilleri Vakfı ( LMV) kuruldu. Ve vakfın kurularak hayata geçirilmesiyle de, bir dizi proje devreye sokuldu.
İşte elimizde tuttuğumuz bu kitap da vakfın etkinlikleri arasında yer almakta olan uluslararası bir sezpozyumda sunulan bildirlerin bir araya getirilmesiyle ortaya çıktı. 7 -8 Kasım 2003 tarihlerinde mübalenin 80. yılı dolayısıyla düzenlenen “ Yeniden Kurulan Yaşamlar” başlıklı sempozyumda yerli ve yabancı bir çok bilim adamı ve araştırmacı mübadele konusunda bildiriler sundu. Sunulan bu bildirilerde mübadele enine boyuna tartışılırken, konu o güne kadar ihmal edilmiş olan değişik boyutları itibarıyla da gündeme getirildi. Müfide Pekin tarafından derlenen kitaptaki Türkçe bildirilerin yanısıra Yunanca bildiriler de Damla Demirözü’nün yetkin çevirisiyle Türkçeye kazandırıldı. Ve bu bildiriler aracılığıyla mübadele konusunda bu güne değin ne kadar az şeyin yapıldığı ve dolayısıyla da bundan sonra yapılacak ne kadar çok şeyin olduğu da görüldü.
Mübadele araştırmalarında dünyanın önde gelen isimlerinden biri olan Reneé Hirschon’un açış konuşması ile başlayan sempozyum, Hirschon’un da önemine bizzat vurgu yaptığı Lozan Anlaşmasının geride kalan 80 yıl sonrasında soğukkanlı bir incelemesinin ve değerlendirmesinin yapılmasıyla başladı. Hirschon’un konuşmasında, bu tarz çalışmalarda öncelikle nelerin yitirilmiş olduğunun belirlenmesi gereğine vurgu yapıldıktan sonra bütün bunlardan gerekli olan derslerin mutlaka çıkarılmasının zaruretine de bir kez daha işaret edildi.
Böylesi bir yaklaşımın farklılıkların tanınması ve kabullenilmesini sağlayacağı gibi ayrımcı politikaların tehlikelerini görmemizi sağlayacağı da dile getirildi. İşte bu yaklaşım doğrultusunda düzenlenmiş olan sempozyum, mübadele konusunu dört ana başlık altında ele alarak, inceledi. Birinci bölümde mübadelenin siyasal ve sosyal boyutları incelenirken, ikinci kısımda ise, edebiyatta mübadele başlığı altında mübadelenin roman ve öykülere hangi boyutta ve ne şekilde yansıdığı ele alındı. Üçüncü bölüm ise mübadeleden sonra Yunanistan ve Türkiye’deki kültürel mirasın korunmasına yönelik çabalar ve çalışmalar mercek altına aldı. Dördüncü ve son bölümde ise, Lozan’dan önce ve sonra azınlık – millet kültürü başlığı altında mübadeleye tabi olan insanların yaşadıkları süreç enine boyuna irdelendi.
Genel bir değerlendirmenin yapıldığı son bölümde ise, mübadelenin bir tarih araştırma alanı olarak bugün geldiği nokta, kültürel mirasın korunmasına yönelik başlatılan girişimler ve mübadelenin 80. yılındaki güncel sorunlar ele alındı. Sempozyumun üzerinden yaklaşık olarak iki yıl geçtikten sonra Bilgi Üniversitesi yayınları tarafından kitaplaştırılan bu sempozyum, mübadeleyi çok farklı boyutlardan ele alan 26 sunumdan oluşuyor. Bir başka şekilde ifade etmek gerekirse, sempozyumda bilimsel ölçütlerden taviz verilmeksizin herkes kendini anlattı. Bunu yaparken aynı zamanda karşısındakinin ne dediğini de anlamaya çalıştı. Ve sonuç itibarıyla bu konuda halen katedilecek çok yol olsa bile sorunların halledilemez boyutlarda olmadığı da görüldü. Bu sempozyum ile bundan sonra yapılacak çalışmalar için kayda değer bir adım atılmış oldu.
Bütün bunların sonucunda da Bilgi Üniversitesi Yayınları tarafından kitaplaştırılmış olan bu sempozyumun bundan sonrası için bizlere neler sağlayabileceğini anlamak adına bir kez daha Reneé Hircshon’a kulak vermek gerekecek.
“… Son 80 yıl içinde gerek resmi olmayan kişisel ilişkiler alanında, gerekse uluslararası alanda milliyetçi duyguların yıkıcı sonuçları her iki ülke için de ortadadır. Ulusal sınırların küreselleşme sonucu sürekli baskı altında kaldığı çağdaş dünyada, Osmanlı İmparatorluğunun çok uluslu toplumunda yaşamış olanların tanıklığı bize çok şey öğretebilir. Bunların arasında farklılığa değer vermeyi, birbirine anlayış göstermeyi ve yan yana yaşamanın bu kadar kaçınılmaz olduğu bir dünyada ayırıcı politikaların ne kadar tehlikeli olduğunu göstermeyi sayabiliriz..”