Lozan Mubadilleri

Duyurular | Haberler | Etkinlikler

Mübadil Kuruluşlarının Ortak Açıklaması

MÜBADİL KURULUŞLARININ ORTAK AÇIKLAMASI

Türk-Yunan Nüfus Mübadelesinin 98.yılında çok farklı bir Dünya’dayız..

30 Ocak 1923 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile Yunan Hükümeti arasında imzalanan “Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodoks dininden Türk uyruklarıyla, Yunan topraklarında yerleşmiş Müslüman dininden Yunan uyruklarının” zorunlu göçünü öngören Mübadele Sözleşmesi ile her iki ülkeden yaklaşık iki milyon insan doğdukları topraklardan ayrılmak zorunda kaldı.

Günümüzde mübadele müzelerinde;  efemeralarını, siyah beyaz fotoğraflarını gördüğümüz ancak hepsinden önemlisi kuşaktan kuşağa aktarılan memleket anıları, yüreklerimizde sakladığımız yeni vatanlarına yolculuklarının öyküsü suyun iki yanında 98 yıldır hiç unutulmadı.  100. yıla iki yıl kala mübadelenin, başka bir deyişle iki yönlü can değişiminin bu denli hatırda kalmasının başlıca nedenleri: Kültürün taşınması ve göçlerin tüm hızıyla sürmesidir.

Evet, bu yıl çok farklı bir dünyadayız..

Koronavirüs salgını nedeniyle dünyamızın toplumsal ve ekonomik düzeni alt üst oldu. Ülkelerin sağlık sistemleri çökme noktasına geldi. Her gün binlerce insan yaşamını yitiriyor. Dünya’da vaka sayısı yüz milyona yaklaştı. Şu ana kadar dünya genelinde yaşamını yitirenlerin sayısı iki milyonu aştı. Sağlık Bakanlığının verilerine göre ülkemizde vaka sayısı iki buçuk milyonu, yaşamını yitirenlerin sayısı 25.000’i aştı. Yaşamını yitirenler arasında çok sayıda doktor, hemşire ve sağlık emekçisi bulunuyor. Olağanüstü bir çaba ve özveri ile görev yapan sağlık çalışanlarımıza şükranlarımızı sunuyor, candan kutluyor ve alkışlıyoruz.

Salgın hastalıklar hayatımızın bir gerçeğidir. Geçmişte milyonlarca insanın ölümüne neden olan salgınlar görüldü. Salgın hastalıklar biz mübadillere hiç yabancı değildir. 1923 yılında savaştan yeni çıkmış bir ülkenin tüm mübadillerinin karantina altında tutulmasına ve bulaşıcı hastalıklara karşı aşılarının yapılmasına karşın hemen her mübadil ailede can kayıpları yaşanmıştır.

Geçmişte yaşananlar bize KORONAVİRÜS salgınının da son sağlık krizi olmayacağını göstermiştir. Dünya Sağlık Örgütü, halk sağlığına daha fazla yatırım yapmaları için bütün devletlere çağrı yapıyor. Ayrıca Covid-19 aşılarının herkese eşit şekilde dağıtılması gerektiğini altını çiziyor. En büyük dileğimiz günümüzün teknolojisinde tüm insanların düzenli ve etkili aşılanmasıdır.

Son günlerde gündeme gelen tartışmalardan birisi de “Aşı Pasaportu”. Mübadillerin, aile büyüklerinin doğup büyüdükleri toprakları ziyaretlerinde vize alma zorunluluğu, vize alırken yaşanan sıkıntılar yetmiyormuş gibi pandemi nedeniyle uygulamaya konulacağı söylenen “Aşı Pasaportu” seyahat imkanlarımızı iyice kısıtlayacaktır. COVID 19 salgını sürerken gündeme giren ‘aşı pasaportu’ yeni acılara ve ayrılıklara neden olacağı için bu düşüncenin uygulanmamasını diliyoruz.

Pandemi nedeniyle sarsılan ekonomiden etkilenen tüm vatandaşlarımızın; özellikle de dezavantajlı grupların barınma ve geçim sorunları için etkin önlemlerin alınmasını istiyoruz.

Ülkemizde en dezavantajlı grup hiç kuşkusuz Romanlar ve Roman mübadillerdir. Bu grubun; barınma, eğitim, çalışma ve sağlık sorunları güncelliğini koruyor, sorunlarının acil ve kalıcı olarak çözümlenmesi gerektiğini vurguluyoruz.

Dünya’daki dezavantajlı gruplardan olan sığınmacıların, mültecilerin ve Romanların, Türkiye’de; geçici koruma statüsünde olan göçmenlerin sağlıklı yaşam koşullarına bir an önce kavuşmaları için Avrupa Birliğinin gerekli önlemleri ivedilikle almasını bekliyoruz.

Komşu Suriye’de süren acımasız savaş nedeniyle milyonlarca insan canını kurtarmak için ülkesini terk etti, dört milyona yakını Türkiye’ye sığındı. Bu insanların tekrar ülkelerine dönebilmeleri ve huzur içinde yaşamlarını yeniden kurabilmeleri için barışçıl ortamın bir an önce sağlanması gerektiğini önemle vurguluyoruz.

Geçen yıl yaptığımız ortak açıklamada dile getirdiğimiz:

-Vize uygulamasına son verilmesi,

– her iki ülkede mübadeleden kalan kültürel mirasın korunması,

– Çevremizde yükselen savaş tehdidinin giderek tüm dünyayı saracak bir sıcak çatışmaya dönüşmesi olasılığına karşı hemşerimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “yurtta sulh cihanda sulh” sözleriyle ifade ettiği prensibe uygun olarak içerde demokrasi, dışarda diplomasi odaklı adımlar atılması,

– Doğu Akdeniz’deki kaynakların kullanımı başta olmak üzere Türkiye ve Yunanistan arasında yaşanan tüm anlaşmazlıkların çözümü için itidalli davranılması ve diplomasiye önem verilmesi gerektiğine inanıyoruz.

– Barışın önemini vurgulamak için Lozan Barış Antlaşmasının imzalandığı 24 Temmuz’un LOZAN BARIŞ BAYRAMI olarak ilan edilmesi ve resmen kutlanılması ile ilgili taleplerimizi yineliyoruz.

Mübadelenin ve Lozan Barış Antlaşmasının 98.yılında,  çatışmaların ve savaşların sona ermesini, tüm dünya halkları için barış ve demokrasinin egemen olmasını ümit ederek; savaşlarda, göç yollarında, terör saldırılarında ve koronavirüs salgınında yaşamını yitirenleri saygı ve rahmetle anıyoruz.

Çekilen acılar bir daha yaşanmasın ..

Kamuoyuna saygıyla sunarız. 30 Ocak 2021

Türkiye’de faaliyet gösteren 69 vakıf ve dernek

Mübadil Kuruluşların Ortak Açıklama Videosu

https://drive.google.com/file/d/1eo_arNlmv7xpzCSesFgifOMQVHTurtKI/view?usp=sharing

 

 

Leave a Reply