Geleneksel olarak her yıl bahar aylarında LMV organizasyonu ile atalarımızın doğup büyüdükleri topraklara yaptığımız ziyaretlerin bu yılki programını iki otobüsle 90 kişinin katılımı ile gerçekleştirdik.
Her mübadil buluşmasından sonra izlenimlerimi ve duygularımı siz değerli gurup üyelerini bıktıracak uzunlukta yazıyordum; ancak bu yılki buluşmayı kısa notlar olarak aktaracağım.
Kısa notlar olarak aktaracağım çünkü; buluşmaya katılan hemen herkes izlenimlerini ve duygularını yazmaya ve bizlerle paylaşmaya söz verdi. Eğer verilen sözler yerine getirilirse 2006 buluşması çok sayıda arkadaşımız tarafından farklı bakış açıları ile değerlendirilecektir. Buluşmaya katılan arkadaşlarımızın yazıya döktükleri izlenimlerini MÜBADİL BULUŞMALARI adı altında kitap olarak da yayımlamayı düşünüyoruz.
2006 Mayıs Buluşmasından kısa notlar:
Bu yılki Mayıs Buluşmasının daha öncekilerden önemli bir farkı; aile ölçeğinde katılımın yüksek olmasıydı. Buluşmada 1.kuşaktan 4. kuşağa kadar her yaştan insan vardı. Halıcı ailesi; iki küçük çocukları ile, Ergelen ailesi; kızları Ezgi ile, Sarp ailesi; küçük kızları ile, Nuran Uysal; torunu Burak ile, Hale Toker; babası, ablası ve küçük yeğeni ile, Bahar Ay; oğlu Tibet ile birlikte sürdüler kendi özel tarihlerinin, kültürlerinin izlerini. Birlikte canlandırdılar geçmişin anılarını.
Dikkati çeken bir başka nokta ise orta yaşlardaki 2. kuşak mübadillerin anne ve babalarını da beraberlerinde getirmeleriydi. Gültekin Özköseoğlu annesi Macide Altın Lüleci’yi güzergah dışı olmasına karşın taksi tutarak düşlediği Nevrekop’u, Zelhova’yı göstermenin mutluluğunu yaşadı.
Turgut ailesinin ki ise başlı başına bir öykü. 94 yaşındaki Adil Turgut’un kızları ve oğulları babalarının otobüs yolculuğuna dayanamayacağını düşünerek trenle getirdiler Onu Selaniğe. Kayalar’ın Durutlar köyünde babasının doğduğu evi, çocukluk arkadaşlarının yakınlarını bulmanın heyecanını yaşadılar. Bu buluşmanın ayrıntılı öyküsünü kızı Nihan Turgut herhalde bizlerle paylaşacaktır.
Bu buluşmanın bir başka yönü ise; çok sayıda yerleşim yerinin ziyaret edilmesiydi. İki otobüs halinde Kavala, Drama; Serez, Selanik, Langaza, Kılkış, Vodina, Ağustos, Karaferye, Kayalar, Yenice-i Vardar kentlerinin dışında çok sayıda köy ziyareti gerçekleşti.
Hatırlayabildiklerim: Drama’da; Lişan, Nusratlı, Kıranlı, Karamanlı, Şavkalar, Pazarlar, Kozlu, Pürsican, Serez’de; Zelhova, Melnikiç, Kavala’da; Naipli, Somokov/Somokol, Yeniköy (İskeçe) , Kılkış’ta; Sevindik, Sarıdoğan, Karasinan, Vodina’da; S’butsko, Fuştan ve çevre köyler, Vartikop, Langaza’da; Eğribucak, Kargı göl, Kayalar’da; Durutlar, İnelli, Uçana, Muralar, Florina’da; Petriska.
2006 Mayıs Buluşmasının bir önemli özelliği de; Atatürk’ün evini 19 Mayıs sabahı ziyaret etmemizdi. Mübadiller Atatürk’ün 125. doğum yıldönümünü Selanikte’ki evinde kutladılar. Duygularını ziyaretçi defterine yazamadıkları için biraz burukluk hissettiler. Kaldırılan defter veya bir yenisi halen yerine konmamıştı. Atatürk’ün evini daha önceki yıllarda da 19 Mayıs’ta ziyaret etmiştik; ama bu yılki kadar güvenlik önlemi ile karşılaşmamıştık. Evin çevresi Yunan polisi tarafından kordon altına alınmıştı. Girişte de konsolosluk güvenlik görevlileri sıkı bir arama yaparak aldılar ziyaretçileri içeri.
“Pontuslular” iki ayrı gurup halinde gelip gösteri yapıyorlarmış 19 Mayıslarda. Bir gurup sabah gelip bildiri okuyup asıyormuş, diğer gurup ise öğleden sonra. Türkiye’den gelen ziyaretçiler ile göstericileri karşılaştırmamak içinmiş bütün bu önlemler.
“Pontus Soykırımı” söyleminin bu yıl bir kampanyaya dönüştürüldüğü anlaşılıyor. Selanik’teki heykelin açılması ile başlayan süreç bütün Mayıs ayını kapsayan çeşitli toplantılar ve gösteriler organize edilerek sürdürülüyordu. Hemen hemen tüm yerel gazetelerde bu konu işleniyordu. Çeşitli kentlerin meydanlarına ve köy kahvelerine asılan bez pankartlardan ve afişlerden kampanyanın ne kadar yaygın olduğu anlaşılıyordu.
Rastlantıya bakın ki ziyaret ettiğimiz köylerin büyük çoğunluğunda Karadeniz Bölgesinden; Trabzon, Samsun, Giresun, Havza gibi yerlerden gelenler yaşıyordu ve büyük çoğunluğu az da olsa Türkçe biliyordu. Ziyaret ettiğimiz bütün köylerde Selanik’teki olumsuz hava hemen hemen hiç hissedilmiyordu. Karadenizli hemşehrilerimiz bizleri çok içten ve sıcak duygularla karşıladılar. Bizlere yardımcı olabilmek için birbirleriyle yarış ettiler. İkramlarda bulundular. Hatta bütün otobüse yetecek kadar yol azığı ikram ettiler. Kemençe ziyafeti çektiler. Antika olmuş pikaplarını ortaya çıkararak eski plaklardan Türkçe şarkılar dinlettiler. Otobüs şoföründen mazot parasını dahi almak istemiler. “Bir daha ki sefere haberli gelin de sizlere bir sofra donatalım:” diyecek kadar içten davrandılar.
“Pontus Soykırımı” söylemi sanırım kasaba politikacıları tarafından Ekim ayında yapılacak olan yerel seçimler için bir malzeme olarak kullanılıyor. Kasaba politikacıları “Pontus Soykırımı” söylemi ile Türkiye karşıtı bir hava yaratarak, düşmanlığı besleyerek, körükleyerek Yunanistan halkının yaşam düzeyinin ve yaşam kalitesinin yükselmesine nasıl bir katkıda bulunabileceklerini umuyorlar acaba?
Aklı başında bilim insanlarının, bilimsel kurumların ve sağduyulu insanların, tarihi olayları güncel politikalara alet etmeyeceklerini, geçmişte yaşanan acıların tek taraflı olmadığını, üzerinde yaşadığımız coğrafyada 1912-1922 yılları arasında aralıksız 10 yıl süren savaşların sonucunda meydana geldiğini bildikleri inancındayım.
Bu buluşmamızın bir diğer farklı yanı ise; İskeçe’deki Batı Trakya Türk-Müslüman azınlığı mensuplarının daveti üzerine gerçekleştirilen ziyaretti. İskeçeli Türk-Müslüman azınlık mensupları bizleri isminde Türk kelimesi geçiyor diye faaliyeti durdurulan İTB (İskeçe Türk Birliği) binasında ağırladılar. Karasu nehrinin batı yakasından mübadele ile yerlerini/yurtlarını terk eden mübadiller ile Karasu nehrinin doğu yakasında mübadelede kapsam dışı kalan akrabaların/kardeşlerin buluşmasında duygulu anlar yaşandı.
2006 Buluşmasının Türkiye ve Yunanistan halkları arasındaki sevginin, dostluğun ve barış kültürünün gelişmesine bir nebze de olsa katkıda bulunmasını diliyorum.
Buluşmaya katılan diğer dostlarımızın izlenimlerini sıcağı sıcağına bizlerle paylaşmalarını bekliyoruz.
Sevgi ve saygılarımla.
Sefer Güvenç
26.05.2006