16 Mayıs 2014 sabahı İpsala sınır kapısından girerken, Babamdan ve büyüklerimden dinlediğim sohbetlerde köyümüzün güzelliği, topraklarının verimliliği, sularının içmeye doyum olmadığı, Anneannemin başının ağrısından ayakta duramayacak durumda olduğunda Rum komşusu Maria’nın ona konyak ikram ettiğinde şifa bulduğu konuşmaları, hayalimde canlanmaya başlamıştı. Yolculuğumuzun ilk durağı Gümülcine’ydi orada verdiğimiz molada sabah kahvaltısı ve  çukur kahvede içilen türk usulü çaylarımızdan sonra Sarışaban’ ın Mübadil köyleri gezildi. Daha sonra yeniköy üzerinden Drama’ ya hareket ettik. Drama da karpuzkaldıran / aya varvara parkını dolaştık kent merkezinde akan nehir sularının temizliği, berraklığı bu zamanda böyle kirlenmemiş suları görebilmenin heyecanı insanı hayretler içinde bırakıyordu. Drama’ daki şehir turumuzda, tütün işleme mağazaları ve Beyazıt Camii görüldükten sonra gece konaklayacağımız Kavala’ya hareket ettik Kavala’ da Mehmet Ali Paşanın evi, imareti, su kemerleri, Kale, İbrahim Paşa Camii ve eski Türk Mahallesi görüldükten sonra otelimize yerleştik.

17 Mayıs 2014 sabahı otelimizde sabah kahvaltısından hemen sonra, Selanik yolu üzerindeki köyümüz  Eğribucak / Nea Apollonia’yaya hareket ettik Eğribucak babamın, anamın, dedelerimin kısaca aile büyüklerimin yaşadıkları yerlerdi. Yazımın giriş bölümünde de bahsettiğim gibi, görebilmek için hayaller kurduğum köyümüze doğru yol almaya başlamıştık. Otobüsümüzün köye yaklaştığını rehberimiz Sefer Beyden duyunca daha iyi görüntü alabilmek için ön tarafa yaklaştım. Gördüğüm manzara karşısında fotoğraf çekmeyi dahi unuttum. Hayalini kurduğum köy bütün güzelliğiyle karşımda duruyordu. Belki biraz abartılmış gibi olacak ama gördüğüm manzara hayalini kurduğum köyden daha güzeldi. Gerçeğin kendisi kurmuş olduğun hayalden de  güzel olursa insan söyleyecek söz bulamıyor, adeta nefesim tutuluyordu.  Bu sözlerimin abartı olmadığını geziye katılan arkadaşların şimdiye kadar gördüğümüz en güzel köy demelerinden  belliydi. Otobüsten iner inmez köyün eski yerleşim yerini gezmek Türklerden kalma mezarlık’ı görebilmek için ara sokaklarda gezinmeye başladım. Türklerin terk ettikleri şimdiye kadar ayakta kalabilmiş eski evlerin fotoğraflarını çektim. Büyük çınar ağaçlarına elimle dokundum onlara hüzünle baktım, okşadım. Dedemin, babamın, aile büyüklerimin çınar ağaçlarının yakınından geçtiklerini düşündüm. Oradaki yaşlılarla görüştüm. Nereden geldiklerini sordum. İçlerinde türkçe bilen Konstantinidu ile tanıştım. Bir çoğu Çanakkale, Biga ilçesi Aksaz köyünden, bir kısmı Samsun ve Bafra ilçesinden köyümüze gelip iskan edilmişler.  Konstantinidu köyümüzün eski yerleşim yerlerini ve mezarlık’nı gösterdi o sırada köye geleceğim haberini facebook’ tan verdiğim ve facebook’ tan tanıştığım bayan Sofia Kourıtsı beni aramış. rehberimiz Sefer Bey telefonla otobüsün yanına gelmemi istediğinde Konstantinidu ile vedalaştım Konstantinidu biraz beklememi istedi evine gidip bana sanatçı Candan ERÇETİN’in bir müzik CD ‘ni hediye etti ve benimle birlikte otobüsün olduğu yere kadar gelerek beni uğurladı sonra Bayan Sophıa ile görüştük ayrılma vaktine denk gelmesi sebebiyle kısa da olsa görüşebildik. Köyümüzden ayrılma vakti geldiğinde büyüklerimizin mübadelede döneminde köyden ayrılışlarını düşündüm ki bu acıları yaşamanın insanların hayatlarını alt üst ettiğini,  bir evladın anasından zorla ayrılışını, ondan koparılışını, çırpınışlarını hissettim. Başlarını öne eğerek, son bir kez olsun geride bıraktıklarını görebilmek için sessizce geriye dönüp bakışlarını, gözümün önüne getirdim. “Haydi herkes burada mı, kimse kalmasın” diye bir ses duyunca ayrılış gerçeğiyle karşı karşıya kaldım. Otobüsümüz köyden ayrılıp Selanik’e doğru yol alınca köyümüzün yanındaki göl’ün (Beşik gölü), Ilıcaları dedikleri sıcak su kaplıcalarının yanından geçtik. Hüzünlü bir şekilde tekrar gelebilme umuduyla köyden uzaklaşıyordum. Aynı gün mübadillerin gelmiş olduğu yerlerden Vardar Ovası, Libanovo kasabası, Karaferye, Lipor,Yenice-i Vardar  kasabası  gezildikten sonra  gece konaklamak içi tekrar Vardar Kapıdan Selanik’e giriyoruz. Selanik’ te şehir turu  ile mübadillerin sevk edildikleri Selanik Limanı, Kordon boyu, Beyaz Kule, Fuar alanı, Aristoteles Meydanı ve Yedi Kule görüldükten sonra otele yerleşiyoruz. Aynı gece Selanik’te müzikli eğlence ve akşam yemeği için tavernaya gidiyoruz ve unutulmaz bir gece geçiriyoruz.

18 Mayıs 2014 otelde yapılan sabah kahvaltısından sonra Vodina’ya (Edessa) hareket ediyoruz. Vodina da şehir turu, Türk Mahallesi ve Şelaleler görüldükten sonra Karacaova bölgesine hareket ediyoruz. Karacaova’daki mübadil köylerini Subıtska/Aridea, Gabrişta/Dorothea, Bico Mahallesi/Piperia, Sevren/Vorino mübadil köylerini ziyaretten sonra tekrar otelimize yerleşmek üzere Vodina / Edessa’ya hareket ediyoruz ve geceyi Vodina’da geçiriyoruz.

 

19 Mayıs 2014 otelde yapılan sabah kahvaltısından sonra, dönüş hazırlığı için tekrar Kavala’ya hareket ediyoruz Kapadokyalı Rumların kurdukları Nea Karvali köyünde meşhur kavala kurabiyeleri üretim yerinden alış veriş ve çay molasından sonra Dedeağaç Sahil Lokantalarında öğle yemeği molası veriliyor. Daha sonra yine ziyaret programında yer alan Fere üzerinden sınıra hareket ediyoruz.

Bu gezi bana yitirdiğimiz değerlere, hatıralara, orada bırakılan kültür mirasımıza sahip çıkmamız gerektiğini aynı şekilde onların da bizim ülkemiz de bıraktığı eserlere gereken önemi vermemizi ve onları yaşatabilmek için daha çok araştırmamızı iki toplum arasında ki dostluk ve kardeşlik duygularını daha sıcak hale getirmemizi ve buna benzer  kültür gezilerini arttırmamız gerektiğini düşünüyorum bunun sebebi gün yüzüne çıkarılacak o kadar çok eserler, ortak düşünceler, folklorik değerler var ki bunların canlı tutulması gelecek kuşaklara aktarılması umudunu taşıyorum. Bu gezide emeği geçen Lozan Mübadilleri Vakfı kurucularından ve vakfın genel sekreterlik görevini yapan Sefer Güvenç bey’e, tercümanlık görevi yapan Sula Hanıma ve rahat ve güvenli bir yolculuk yapmamızı sağlayan otobüs şoförümüze geziye katılan tüm mübadil dostlara katkılarından dolayı selam ve teşekkürlerimi sunuyorum.

 

Zeki Akyol

Çorlu, 29 Mayıs 2014