İlk Mübadil Kafilesi İçin İki Gazete Haberi
Mübadele göçmenleri Aralık ayından itibaren Türkiye’ye gelmeye başlamışlardı. İlk kafile Kasım ayının sonunda Hanya’dan hareket etmiş, 3 Aralık 1923 günü İzmir limanı’nda inerek Türkiye topraklarına ayak basmış; hemen, İzmir yakınlarında oluşturulan oluşturulan Klazumen Misafirhane ve Karantinası’na gönderilmişlerdi.
Aşağıda İzmir’in o dönemde en önemli gazetelerinden birisi olan Ahenk’ten iki haber veriyoruz. Bu haberlerden ilki, göçmenlerden ilk kafilenin yola çıktığının haber alınması ikincisi de göçmen kafilesinin İzmir’de Türk topraklarına ayak basmaları üzerine adı geçen gazetede yer alan haberdir.
-Kardeşlere Yardım-
“Artık geliyorlar. Kurtularak, kurtarılarak geliyorlar. Her şeylerini, babalarının henüz toprağa kalbolmayan şehitlerinin kanlı cesetlerini terkederek geliyorlar. Onları hürmetle, muhabbetle, şefkatle karşılayalım. Bağrımıza basalım. Çok acı görmüş ruhlarına teselli olalım.
Zalim ve den’i düşmanın kahırlarıyla harabolanların ruhlarına teselli olmak en büyük saadettir. Gelenler din, ırk kardeşlerimizdir.
Herbirinin bağrında, ruhunda kalbinde bir şehidin acısı var!”
(Ahenk, 28 Kasım 1923)
İlk Kafile-i Mazlumin
-1027 çıktı, 1028 Geldi-
Dün Telgrafla Hanya’dan hareketleri ihbar alınan ilk kafile-i mazlumin, salimen Klazumen Tahaffuzhanesi’ne muvasalat eylemişlerdir. Hanya’dan 1027 kardeşimiz vapura binmiş ve tahaffuzhaneye 1028 olarak muvasalat eylemişlerdir. Yolda bir müjde-i halas tevellüd eylemiştir.
Kardeşlerimiz tahaffuzhanedeki memurin ve İzmir’den giden Muavenet Yurdu Heyeti tarafından hürmetle istikbal olunmuşlardır. Karaya çıkanlar vatanın hür ve mesut topraklarını öperek, Allah’a hamdeylemişlerdir. Bu manzara karşısında gözyaşları dökülmüştür. Kardeşlerimize sıcak yemekler tevzi olunmuş istirahatleri temin edilmiştir. Bugün selametle Ayvalık’a gideceklerdir.
Kardeşlerimizin ahval-i sıhhiyeleri hamdolsun pek iyidir. Ve inşallah daima iyi olacaktır.
Galiba vakt-i muvasalatın buraca malum olmamasından ileri gelmiş olacak ki, kardeşlerimize sigara, tütün yetiştirilememiştir. Vapurdan çıkanlar hep tütünsüzlükten üzüldüklerini söylüyorlardı.
(Ahenk, 4 Kanunuevvel 1923)