Merkezi Limni şehri olan Limni Sancak’ına İmroz (Gökçeada) ve Tenedos (Bozcaada) kazaları bağlıydı. Çanakkale’nin 70 mil uzağındadır. Ada, ortaçağlarda antik “Myrini” şehri üzerine kurulu Kastro kasabasının adıyla anılırken, bugünkü adı, Yunanca “Lemnos”un Türkçe’de değişime uğramış biçimiyle “Limni” olarak kullanılmaktadır. Osmanlı idaresinde ada “Ilımlı” olarak biliniyordu. Limni Adası 1478 de Osmanlı topraklarına katıldı. Adada Türkler yoğunlukla kale içi ( Kastro) yöresinde yaşıyorlardı. Osmanlı idaresinde Limni, daha çok tahıl, susam ticareti ve hayvancılıkla geçimini sağlıyordu. Kurtuluş Savaşı sırasında ve sonrasında adadan 1636 Türk ayrılarak daha çok( başta Foça olmak üzere) Ege kıyılarındaki kasabalara yerleştirildiler. Anadolu bozgununda Anadolu’dan kaçan 3 bin kadar Rum da Limni’ye geldi. Anadolu Rumları daha çok, Türklerin önceleri yoğun olarak yaşadıkları Kastro ve Mondros Körfezi kıyılarındaki köylere yerleştirildiler. Örneğin bu köylerden biri olan Lera Köyüne 556 Rum yerleştirildi ve köyün adı Ayos Dimitrios’a çevrildi. Rum göçmenler için yeni köyler de inşa edildi. Anadolu Rumları Limni Adasında süngercilik, balıkçılık ve sandal yapımı gibi işlerle uğraştılar. Ayrıca Anadolu’dan üzüm kurutma tekniğini, balıkçılığı ve pamuk ziraatını getiren Rumların bugün adadaki nüfusu 17.500 kadardır. Oysa Osmanlı’nın son dönemlerinde Limni Adası’nın nüfusu 2540’ı Türk olmak üzere 27.079 idi. Günümüzde Limni Adası’nın merkezi, Osmanlı ve Venedik kalelerine yaslanmış bir şehir olan ve içinde 7 cami kalıntısı barındıran Kastro şehridir.